Translate

7 Şubat 2015 Cumartesi

OSMANLI'DA OKÇULUK


 Öncelikle oku bir tanıyalım,
 
Ok, yay vasıtası ile fırlatılan; ucu özellikle sivriltilmiş ya da sivri metal bir başlık takılan çubuktan meydana gelir. Bu araç, insanlıkla beraber ortaya çıkmış ve ilk zamanlar avcılık için kullanılmış, sonraki zamanlarla ise savaşlarda uzun menzilli silah olarak yerini almıştır. Orta Asya'daki Türkler tarafından ustaca kullanılan ok, Osmanlı Devleti döneminde altın çağını yaşamıştır. Ateşli silahların icadı ile birlikte artık daha geri planda kalmış ve bir spor olarak tarihteki ilerleyişine devam etmiştir.

 OSMANLI'DA OKÇULUK

 Osmanlı Devleti'nde yaygın olarak yapılan okçuluğun Osmanlıca'da "kemankeşlik" olarak bilinirdi. "Keman" yay, "keş" kelimesi ise çeken anlamına gelmektedir. Osmanlılarda, Yeniçeri Ocağı ilk oluşturulduğu zamandan itibaren ocaktaki erlerin sahip oldukları başlıca silahlar arasında ok da yerini almıştı. Bu dönemde padişahlar tarafından okçuluk övgü ile anılmaktaydı. Oku ile ün yapan kemankeşler padişah tarafından ödüllendirilirlerdi. Bununla da kalınmaz, sadece okçuya değil ok ustasına da ödül verilirdi. Hatta ok ustaları kendi okçusundan başka biri için ok yapmaz, namını bu şekilde korumaya çalışırdı.




2 Şubat 2015 Pazartesi

WOLFTEAM HAKKINDA




 Bizim zamanımızda Knight,Counter gibi oyunlar çok oynanırdı.Özellikle FPS oyunu dediğimizde aklımıza ilk gelen oyun kesinlikle Counter’dır.Özellikle 1.6 sürümü arkadaşlarımızla internet cafeye gidip büyük bir zevkle oynadığımız oyundur.Counter’ın tek eksiği şüphesiz efektlerinin kötü olmasıdır.
Yıllardan 2009,adı pek de duyulmamış bir şirket : Joygame.Ellerinde bir oyun ismi Wolfteam.Türkiye serverını açıyorlar,tamamen Türkçe.O dönemlerde aranan grafiği sağlam olan bir FPS oyununa olan açlığını bastıracak tüm gamerların.Tam bir MMOFPS oyunu harikası.Ve oyun hızla yayılıyor.Artık bir dönemin efsanesi olan Counter’ın eski havası yok.Gerek silahları olsun gerek geniş harita tabanı ve yaklaşık 20 milyon kayıtlı oyuncusu ile Türkiye’de en çok oynan MMOFPS oyunu.
Şahsen yorumumu sorarsanız oyunu 2009-2013 yılları arasında oynamış birisi olarak söyleyebilirim ki Wolfteam en iyi MMOFPS oyunlarında başı çekmektedir.Özellikle insan-kurt dönüşümü oyunu bambaşka bir klasmana taşımış ve diğer oyunlardan sıyrılmıştır diyebilirim.Hayatımın en zevkli anlarını kesinlikle ağabeylerim ve kardeşlerimle bu oyunda geçirdiğim zamanlarda yaşadığımı düşünüyorum.
Oyun deyip de geçmemek gerekiyor çünkü oyunu bırakmamın üzerinden 2 sene geçmesine rağmen kazandığım dostluklar hala ilk günkü sıcaklığını ve samimiyetini korumakta.
Oyunu bırakma sebebime gelirsek bu kesinlikle oyundaki hileli ama kendilerine pro diyen oyuncu sayısının artmasıdır.Wolfteam’ın teknik ekibi 7/24 ilgilenmelerine karşılık böylesine büyük ve iyi bir oyunda o kadar da hileli oyuncu bulunuyor ki onlar da bununla başa çıkamıyorlar.Durum böyle olunca oyundan zevk alamaz hale geldim.Düşünsenize siz oyununuzu oynarken adamın biri geliyor tar tar tar moralin de bozuluyor,bir oyun için değer mi diyorsun.


Size son bir öğüt vererek bu yazımında sonuna gelmek istiyorum.Ne oynarsanız oynayın her zaman doyum noktanızı bilin.Saatlerce bir oyunun başında oturmayın.

1 Şubat 2015 Pazar

UÇUK IÇIN ALTERNATIF TEDAVILER



    Herkesin de bildiği gibi çok iğrenç bir hastalıktır uçuk. İğrençliğinin yanında
    ağrısı ve kaşıntısıyla insanı çileden çıkarır. Uçuğun çıkma nedenleri:

-Yüksek ateş
-Stres
-Travma
-Hormonal değişiklikler
-Aşırı yorgunluk
 -Yetersiz beslenme

 Uçuk yayılabileceği için birine dokunurken ellerinizi temiz şekilde yıkayın. Ailenizle
veya arkadaşlarınızla yaşıyorsanız yayılmaması için tüm önlemleri alın.


 Tedavilere gelirsek öncelikle uçuk kremini tavsiye ederim. Ama eczaneye gidemem derseniz ağrısını
azaltmak için süt, kullanılmış poşet çay ve buz kullanabilirsiniz. Gidermek için sarımsak
sürünce uçuk azalıyormuş (Bunu denemedim). İnternette limon sürünce iyi gelir diye gördüm
ama denedim bir faydasını görmedim. Sıcak ekmek basınca uçuk şişkinliği iniyor. (Denedim
işe yarıyor). Son olarakta diş macunu iyi geliyormuş.

Umarım faydalı olmuştur. İyi Günler.


31 Ocak 2015 Cumartesi

BIR SARKININ HIKAYESI: ONE




 Belki de Metallica grubunun en ünlü şarkılarından biri olan bu parça 1989 yılında 'And Justice For All' albümünde yayınlandı.

Aslında bir şarkı olmaktan çok daha fazlası 1.Dünya Savaşında yaşanmış gerçek bir hikayeden esinlenerek yazıldı.

Sevgilisini geride bırakarak cepheye giden Johnny isimli genç çatışma esnasında cephede kaybolur. Askerlerin inanışına göre aynı yere iki defa bomba düşmeyeceğini düşünerek bir bombanın açtığı çukura girer ancak hesap tutmaz.

Doktorlar hastanede dikişlerini açarken kendine gelir ancak kollarını ve bacaklarını hissetmediğini çevresindekilerle konuşamadığını farkeder. Günler böyle devam ederken posta memuru babasın ona öğrettiği mors alfabesini hatırlar. Kafasını yastığı vurarak kendini farkettirmeye çalışır. Etrafraki askerler bunu anlar ve komutanlarına söyler. Daha sonraları Johnny bu şekilde ötenazi ister ancak bu isteği reddedilir.

Klipte 1971 yapımı savaş karşıtı Amerikan filmi 'Johnny Got His Gun' filminden kesitlere yer verilmiştir.

Dinlemek için :   http://m.youtube.com/results?q=metallica%20one&sm=3

#AndJusticeForAll, #JohhnyGotHisGun, #Metallica, #One, #WorldWarstory#1989,

30 Ocak 2015 Cuma

VUCUT DUNYASINDAKI FIKIR AYRILIKLARI



Bu yazımızda vücut geliştirmedeki bazı spor hocalarının,bazı proforsörlerin yada bazı vücutçuların  neden fikir ayrılıklarına düştüklerini sizlere anlatıp bu fikirleri nasıl kullanmamız gerektiğinden bahsedeceğiz.
Pek çok zaman tartışılan konulardan birisi de kesinlikle bir antrenman sonrasında yiyeceğimiz öğünün özellikle makro(karbonhidratlar,proteinler,yağlar) gıdalarının dengesinin nasıl olması gerektiğidir.Genelde profesyonel vücutçular hem kendi aralarında hem de bazı doktorlarla fikir ayrılığına düştükleri en büyük konulardan bir tanesidir kesinlikle.

Özellikle uzun yıllar hayatlarını bu spora adamış 12-13 yaşlarından beri spor salonlarından çıkmayan insanların dediklerini şu şekilde özetleyebiliriz.”Biz spor yaptığımızda kaslarımızdaki glikojen depoları yakılır ve vücut yağları, kısmen de kaslarımızı yakarak enerji üretmeye çalışırız.Bu yüzden hemen antrenman sonrasında yaklaşık olarak 15-25 gr arasında protein,aldığımız proteinin yaklaşık 3 katı kadar yani 30 ila 75 gr arasında çoğunluğunu basit şekerin oluşturduğu bir karbonhidrat almamız gerekiyor.”

Aslında bunu duyunca aklımıza yatıyor fakat işin birde diğer tarafı var ki sizi kesinlikle şüpheye düşürecektir.Bazı vücutçular ve doktorlar ise şöyle diyorlar.”Bir antrenmanın ardından vücudumuzdaki insülin miktarı düşer ve insülin hormonunun tersi olan glukagon hormonunun seviyesi artar.Ayrıca insülinin düşmesi yanında Growth Hormonu’nun(büyüme hormonu) salgılanmasını artırır.Bu yüzden antrenman sonrası en az 1 saat hiçbir şey yenmemeli,yenen öğünde de karbonhidrat ne kadar az olursa o kadar iyidir.Çünkü insülinin düşmesi ve glukagonun artması vücutta yağ yakımının arttığına bir işarettir.Growth Hormonunun artması da kasların büyüyüp kendini yenilemesine olanak sağlar.”
İki fikir de doğruymuş gibi düşünüyorsunuz sanırım.Kesinlikle her iki fikirde doğrudur ve arkalarında çok sağlam kaynakların araştırmaları mevcuttur.Nasıl mı?Aynen şöyle ; eğer ilk fikirdeki gibi uygulama yaparsak yani insülin hormonunu artırırsak kaslarımızdaki boşalan glikojen depolarını yenileyip kasların büyümesini sağlayabiliriz.Ne kadar insülin yağ depolayıcı bir hormon olarak da bilinse de insülin vücuttaki en anabolik hormondur.Fakat siz ikinci fikri uygularsanız bu sefer insülin yerine Growth’dan yararlanarak büyümenizi gerçekleştireceksiniz.

Bu yazımızı size vereceğim bir ipucuyla sonlandıralım. Herkesin vücudu aynı olaylara değişik tepki verebilir o yüzden antrenman ve uyku düzeniniz sabit tutun ve 15’er gün her iki fikride uygulayın. Vücut ölçülerinizi her haftanın sonunda not edin. Bakın bakalım sizin vücudunuz hangisine daha iyi bir tepki verecek.

Herkese iyi sporlar!

29 Ocak 2015 Perşembe

IPHONE 6'YI YAKINDAN INCELEYELIM



Bugün size Apple'ın yeni telofunu İphone 6 hakkında birkaç bilgi sunalım. Yeni bir
telefon almayı düşünenler veya telefonunu değiştirmek isteyenler için:

Tasarım:
 Apple her zamanki gibi yine aleminyum kasayı kullanmış. Köşeleri yuvarlak
hatlı ve yumuşatılmış. Tek hoparlöre sahip bu telefonda güç butonunu alışılmışın
dışında üst tarafın sağında değilde telefonun sağ yanına koymuşlar. Arka kamerayı düz
değilde dışarıya çıkıntılı tasarlamışlar. Şimdiye kadarki en ince İphone olan İphone 6
129 gram ağırlığa sahip.

Ekran:
 4.7 inç büyüklüğünde 1334x750 piksel çözürlükle oldukça iddialı bir telefon. Ancak
Apple bu telefonunda da Retina ekranını kullanması herkesi şaşırttı. Tek fark Quad HD
ekranıyla beraber kullanılması. Apple, Touch ID teknolojisini bu telefonunda da kullanmış.

Kamera:
Ana kamerası 8 mp, ön kamerası 1.2 olan İphone 6 1080p çözünürlüğe sahip.Ağır çekim
modunda 120 fps ve 240 fps hızında video çekilebiliyor.

Teknik:
 16-64-128 Gb kapasite seçenekleri bulunuyor. A8 İşlemci, M8 Yardımcı Hareket İşlemci
ve 64 bit mimariye sahip İphone 6'nın 3G ile 14 saat konuşma süresi mevcuttur.

Yazılım:
 Apple'ın en yeni sürümü İOS 8. 7'ye göre çok fark yok gibi.

Fiyatı: 2.499 Tl


Bu teknoloji postumuzda sizleri İphone 6 hakkında aydınlatmaya çalıştık. Eğer fiyatı çok fazla bulduysanız bazı teknoloji marketlerinin kampanyaları takip etmenizi öneririm.




28 Ocak 2015 Çarşamba

MAHSUN'UN SON MUCİZESİ

(ufak spoiler içerir)

Hadi bi sinema yapalım deyip bu filme gitmeye karar verdik zira filmin galasının ardından film hakkında neredeyse hiç kötü yorum duymamış üzerine daha 1 hafta olmamasına rağmen imdb'den 8 puan almıştı bu film.

Film 1960'ların Güney Doğusunda geçiyor dendiğinde elbette siyasi bir film bekledik ancak filmin siyasetle alakası sıfıra yakın. Film şark görevi için Foçadan Güney Doğu'nun ücra bir köyüne atanan öğretmenimizin köye geldikte sonra ki macerasıyla başlayıp , köyün delisi olan Azizle olan ilişkisiyle devam ediyor ki insan kalbine de dokunuyor.  Şiddetle tavsiye edeceğimiz son zamanlardaki en güzel bir kaç Türk filminden birisi.
 Iyi seyirler